mercredi 31 décembre 2008
Retrouvez votre galerie sur Facebook
Ainsi vous pourrez commenter, discuter entre vous de tout et de rien, d'art, de photo, de poésie...
Venez nombreux sur le groupe de la galerie de Nüket
dimanche 28 décembre 2008
dimanche 21 décembre 2008
YILBASI HAZIRLIKLARI
Sizlere sesleniyorum : Muhim degil, gerçekten muhim degil!
Cagdaslasmak, ilerlemek adini koydugumuz ama gerçek anlamini unuttugumuz su günlerde, etrafimizda her zamanki gibi büyük bir ticari kazanca dayanan kampanya yine gündemde. Yine diyorum, çünki senenin birçok günü bu amaçla kapildi bile : Yilbasi, sevgililer günü, babalar günü,.. = ALISVERIS GUNU
Oysa daha birçok özellik tasidiklari ve unutulmamalari ve birlik olabilmemiz için adlandirilmis günlerimiz, haftalarimiz var : Atatürk haftasi, Avrupa günü, bilim ve teknoloji haftasi, birlesmis milletler günü, camiler haftasi, cumhuriyet bayrami, cüzzam haftasi, çanakkale zaferi, deprem haftasi, dünya çevre günü, dünya çocuk günü, çiftçiler günü, aids günü, hemsireler haftasi, insan haklari haftasi, kanser haftasi, insan haklari haftasi, uluslararasi irk ayrimi ile mucadele günü, yangindan korunma haftasi, yaslilar günü, Türk büyükleri günü, orman haftasi, ögretmenler günü, trafik haftasi, tutum yatirim ve Türk mallari haftasi, hava sehitleri günü, hayvanlari koruma haftasi...Bu degerli günlerimizde "Ticari kampanya"ya yenik düsmeden, neyi ne için kutladigimizi hep hatirlayalim.
Niçin kendimizi bu reklamlara kaptiriyor ve elimizde kalan son kuruslari (artik kurus diye birseyde kalmadi ya!) elimizden kaptiriyoruz. Evet bir çogumuz çocuklarimizin boynu bükük kalmasin, ailece geçirecegimiz bir aksam.. gibi özürlerle "üzüm üzüme baka baka kararir" hesabi bu ticari amaçli kampanyaya katiliveriyoruz.
Uyanalim artik, herkesi memnun etmeye çalisan, sadece kendini aldatir, bunun bir sonu yok diye düsünüyorum.
Bence en önemli olan; saglik sihhat dolu, sevdiklerimizle, yakinlarimizla, ailemizle geçirecegimiz mutlu, umutlu, kahkaha dolu saatlerdir. Ailecek hazirlanacak bir tepsi börek ve bir kazan ayran; senelerce yilbaslarinda karnimi sevinçle doyurdu, seven bir kisinin elinden çikmis örgü bir kazak, karakalem bir resim, beni, aldigim bir çok pahali hediyeden daha fazla sevindirdi. Hala bu resmi sakliyorum ve her yilbasinda çocuklarima anilarimi anlatma nedenim oluyor, ailemle sobanin etrafinda oynadigimiz tombala partileri cabasi..
Teknolojinin hizla ilerledigi, bilgisayarlarin evimizde bas koseye yerlestigi günümüzde; beyin yikayici bu kampanyaya elimizden geldigince kendi amaç ve fikirlerimizi kullanarak karsi koyalim.
-3 gün ve NOËL Bayrami
Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlanıldığı Hristiyan bayramı. Ayrıca Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milât Yortusu olarak da bilinir.
Noel, her yıl dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından 25 Aralık'ta kutlanır. Kutlamalar 24 Aralık'ta Noel arifesiyle başlar ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık'a denk gelen 7 Ocak'ı Noel olarak kutlarlar. Hristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde pratik olarak Noel tatili yılbaşı tatiliyle birleştirilir.
Bazı Ortodoks kiliselerinin Noel'i Jülyen takvimine göre kutlamasının nedeni, şu an kullanılan Gregoryen takviminin Katolik bir din görevlisi olan Papa XIII. Gregory tarafından düzenlettirilmiş olmasıdır. Noel'i şu anda 7 Ocak'ta kutlayan Ortodoks kiliseleri 2100 yılından itibaren 8 Ocak'ta kutlamaya başlayacaklardır.
Kaynak : Wikipedia-3 jours et c'est NOËL
Noël est une fête chrétienne célébrant chaque année la naissance de Jésus de Nazareth, appelée Nativité.
Sa célébration à la date du 25 décembre a été fixée tardivement dans l'empire romain d'Occident, vers le milieu du IVe siècle. La royauté du Christ n'étant pas de ce monde, certains comme Origène (milieu du IIIe siècle) refusent de célébrer cette naissance ainsi qu'on le faisait à l'époque pour un souverain temporel (roi, empereur, pharaon,reine). Avant de la placer à la date d'une célébration solaire liée au solstice d'hiver plusieurs dates furent proposées : 18 novembre, 6 janvier... Le 25 décembre marquait depuis Aurélien (v.270) l'anniversaire du Sol Invictus et de la renaissance annuelle de Mithra. Pour des raisons symboliques, et dans un souci de christianiser les anciennes fêtes païennes, cette date fut progressivement étendue à tout l'occident latin. Les Églises orthodoxes, qui suivent le calendrier julien, célèbrent Noël le 6 janvier, mais seule l'Église Arménienne a conservé la date précise du 6 janvier comme jour de la fête de Noël.
Constituant avec Pâques une des grandes fêtes chrétiennes, Noël s'est progressivement chargé de traditions locales, mélanges d'innovations et de maintien de folklore ancien, au point de présenter l'aspect d'une fête profane populaire possédant de nombreuses variantes, dans le temps comme dans l'espace. L'association de la mémoire d'une naissance a facilité la place centrale prise par la famille dans le sens et le déroulement de cette fête. L'Église catholique romaine insiste par exemple sur cet aspect depuis l'instauration en 1893 de la fête de la Sainte Famille, le dimanche suivant le 25 décembre. Les cadeaux, sous forme d'étrennes, semblent être une réminiscence des cadeaux effectués lors des fêtes saturnales de décembre (strenae).Le don est présent dans de nombreuses traditions, comme celle de servir une repas au premier pauvre croisé au jour de Noël, ou dans l'exceptionnelle générosité des aumônes accordées aux mendiants à la sortie de l'office célébré durant la nuit de Noël. « La période de Noël, qui est très chargée cérémoniellement, possède une certaine intensité rituelle. Même si nous vivons fondamentalement dans une société marchande, il y a dans cet échange de cadeaux quelque chose qui est de l'ordre du don et qui est universel dans son principe: ils créent, maintiennent et consolident des liens; ils constituent en quelque sorte une matrice du social.»
La popularité de cette fête a fait que Noël est devenu un patronyme et un prénom.
Source : Wikipédia
dimanche 14 décembre 2008
Haydarpasa
dimanche 7 décembre 2008
L'aïd al-adha
BONNE FETE
L’Aïd el-Kebir ou Aīd al-Kabīr (en arabe عيد الكبير, signifiant littéralement « la grande fête »), est la fête la plus importante de l'islam. Aussi appelé la « fête du sacrifice » ou Aïd al-Adha (en arabe : عيد الأضحى), cet aïd marque chaque année la fin du hajj. Il a lieu le 10 du mois de Dhou al Hijja, le dernier du calendrier musulman, après waqfat Arafa, ou station sur le Mont Arafat.
Cette fête commémore la soumission d'Abraham (Ibrahim dans la tradition coranique) à Allah, symbolisée par l'épisode où le patriarche acceptait de tuer son fils Ismaël sur l'ordre d'Allah, celui-ci envoyant au dernier moment un mouton pour remplacer l'enfant comme offrande sacrificielle. En souvenir de cette soumission totale d'Ibrahim à Dieu, les familles musulmanes sacrifient un mouton ou un bélier, mais parfois d'autres animaux comme des vaches ou des chèvres, en l'égorgeant, couché sur le flanc gauche et la tête tournée vers La Mecque. après la prière de l'aïd.
Dans une partie de l'Afrique musulmane, dont le Mali, le Sénégal, le nord du Bénin, le Niger, le nord de la Côte d'Ivoire et le Burkina Faso, l’Aïd el-Kebir est nommé la Tabaski. De même, chez une partie des Berbères en Afrique du Nord, il est appelé Tafaska. En Turquie, il est appelé Kurban Bayramı[1] et dans les Balkans, Kurban Bajram.
Autrefois les Morisques réfugiés en Afrique du Nord appelaient cette fête Karnéré, le terme disparaît peu à peu au profit de la dénomination arabe majoritairement en vigueur au Maghreb, il est parfois noté sous la graphie européanisée de Carnere par de nombreux voyageurs étrangers.
Source:wikipédia
Kurban Bayrami
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Kurban Bayramı (Arapça: عيد الأضحى; 'Īd al-'Adhā, Farsça: عید قربان; Eid-e Gorbān), Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayram. Zilhicce ayın onuncu, onbirinci ve onikinci günlerine ' Eyyâm-ı nahr ' (Kesme günleri) ve bir önceki gün olan Zilhicce ayın dokuzuncu gününe Arefe denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke'de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.
Kurban Bayramı, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olun birçok ülkede dinî bayram olmasının yanı sıra resmî tatil ilan edilir. Ramazan Bayramı ile beraber İslam dinindeki en önemli iki bayramdan biridir.
Istılahta, yani bir İslam dini terimi olarak Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir. Kur'an'da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah'a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir. Kur'an 'da Hac Suresinde geçen şu ayet, kurbanın islam inancındaki yerini özetler:
"Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hacc 22/36;37)
Tarihçesi :
Tevrat'a göre İbrahim, ikinci oğlu İsmail'ı (büyük oğlu ishak ise bundan önce kovulmuştu) Allah'a kurban etmek ister. Ancak onun yerine bu manevi adanışın kabulü sebebiyle kendisine gönderilen bir hayvanı kurban eder. (Yaratılış: 22)
Kur'an metinlerinde bahsi geçen çocuğun "yumuşak huylu bir erkek çocuk" olmasından bahsedilip ismini belirtilmemiştir (Sâffât Sûresi: 101). Fakat genelde İsmail olarak tefsir edilir ve müslümanlar çocuğun İsmail olduğuna inanırlar.
İslami kaynaklara göre, İbrahim Peygamberin eşinin kısır olması nedeni ile bir çocuğu olmayınca (bazı rivayetlere göre 125 yıl[kaynak belirtilmeli] ) Allah'a yalvarır, dua eder. Kendisinin ve eşinin yaşlı olduğu bir zamanda mucizevi bir şekilde oğlu olur. [3] Çocuk biraz büyüdüğünde, İbrahim peygamber rüyasında onu kurban etmesi gerektiğini görür. Oğluna "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” der [4] Peygamberlerin rüyaları normal insanların rüyalarından farklı olduğundan bu bir emir olarak kabul edilmiş ve İbrahim peygamber oğlunu kurban etmeye götürmüştür [kaynak belirtilmeli]. Ancak Allah'ın emriyle bıçak çocuğu kesmez. [kaynak belirtilmeli] Bu esnada Cebrail kucağında bir koç[kaynak belirtilmeli] ile gelir. Bu imtihan [5] başarı ile geçildikten sonra tüm İbrahimi dinlerde Zilhicce ayının 10. günü aynı şekilde kurban kesilerek kutlanan bayram olmuştur. İslam peygamberi , Hac gibi terkedilen İbrahim' geleneği, tekrar hayata geçirmiştir.
Güneş doğuşudan 45 dakika sonra bayram namazı kılınır ve kurban genelde ilk gün kesilir. Kesilen kurbandan etler ile yemekler yapılarak kahvaltı edilir. Tanıdık ve akrabalar ziyaret edilir, çocuklara harçlık ve hediyeler verilir.Küçük çocuklar büyüklerinin elinden öperler,herkes birbirini ziyaret eder küslükler son bulur
Kaynak:Wikipedia
mercredi 3 décembre 2008
jeudi 27 novembre 2008
MANSET
" Quand une femme "
Ca lui a fait du bien de prendre une pomme…
Mercredi 26 mars 2008Entendu au petit matin sur une chaîne de télévision nationale, je m’étais juré de ne pas l’oublier. Et j’ai oublié. Mais, maintenant il y a internet et les moteurs de recherche.
C’était Isaac Newton qui a dit (ou écrit, c’était pas précisé dans la citation sonore) :
“Les hommes construisent trop de murs et pas assez de ponts.”
Au petit matin susdit, mon morceau de Manset préféré m’est revenu en mémoire :
"Et je parle peu, personne ne sait ou je vis.Y a que mon ombre qui me suitEt quand je passeLe pont,Elle me dit :
"Tiens bon."Au-dessous, c'est le vide,
Au-dessous, c'est le vide Et t'as besoin de vivre encore,
Et t'as besoin de vivre encore"
Ce texte m’avait toujours fait penser à une épreuve, comme un rituel à la vie, où le destin vient te chatouiller les reins mais où l’amour (qui n’est jamais cité), la compassion (toute bouddhiste) peuvent te pousser à franchir les pires épreuves (”au-dessous, c’est le vide”), à traverser, “sur la tête, sur les mains”, le pont. Je pensais aussi l’abandon : “Pas moyen de se défendre sans voir le pont, le pont se fendre”, l’impuissance devant des forces incontrôlables.
Mais ce matin, un autre sens s’est imposé qui ne remplace pas les autres mais les complète. Le pont m’est apparu comme ce qu’il est, en réalité, un passage, un lien, une liaison comme une main tendue entre deux rives - on les dit bien “opposées”, il me semble - et le texte de Manset résonne aujourd’hui d’une sérénité nouvelle.
Tout ça va dans le même sens : le mouvement, la vie quoi!
—————-Grand merci à Wassy et Sylvain
" Il voyage en solitaire "
UNUTAMADIKLARIM...
"Bülbülüm gel de dile"
"Seni ben ellerin olsun diyemi sevdim"
Muzeyyen SENAR
" Unutmadim seni ben"
" Gündüzüm seninle "
ZEKI MUREN
" Acaba? "
" Hani o birakip giderken seni "
" Duydumki unutmussun "
" Aksam olur gizli gizli aglarim "
" Mühür gözlüm "
" Bir ilkbahar sabahi "
Zeki Muren ve Bulent Ersoy
" Ayrildik iste & Karam "
" Bir yanginin külünü "
" Senede bir gün "
" Yildizlarin altinda "
" Intizar "
" Simdi uzaklardasin "
" Klasik Turk Musiginin Günesi "
Yildirim GURSES
" Cal kanunum çal "
" Son mektup "
" Gençlige veda "
" Gûller aglasin "